3.4.11

Diktatörlerin Kitasi

Günlerdir Fransiz TV'lerinde Fildisi Sahili'nde sonunda patlak veren çatismalarin görüntüleri dönüyor. ekranda gördügüm yerler zamaninda yasadigimiz yerler. Içim hop hop seyrediyorum. Siz sormadan ben söyleyim hayir Faustain'den de Madeleine'den de hiç haber yok. Cünkü telefonlari çalismiyor ulasamiyoruz. Afrika diktatörlerin kitasi. Halkini soyup sogana çevirip eslerini özel jetlerle estetik ameliyat olmaya gönderen aç gözlü diktatörlerin, oy vermeye gidemesinler diye bütün halkinin bir ellerini kestiren eli kanli diktatörlerin...
Fildisi'ndeki eski bir özgürlük savasçisi (aslinda hepsinin geçmisin özgürlük savasçilari). 2000 yilinda hileyle koltugu ele geçirdi o zamandan beri birakmiyor. ülke 2'ye bölünmüs, halk açliktan kirilmis, ekonomi tepetaklak olmus, etnik düsmanlik almis basini yürümüs ne gam. O semirsin daha çok semirsin. Geçtigimiz kasim ayinda zorla ittir kaktir seçimler yapildi sonunda. Seçimleri tabii ki muhalefet kazandi. Ama bu piskin kelle (Gbagbo-resmini buldum koydum bakin nolur cidden piskin bir kelle degil mi?) "hayir ben kazandim daha da inmem bu koltuktan" dedi. Kasimdan beri adami baskanlik sarayindan çikaramiyorlar. Genelde -tamami diger diktaörlerden olustugu için- birbirini kollayan kifayetsiz birlik Afrika Birligi bile asil galibi tanidi ama bu piskin kelle nuh diyor peygamber demiyor. Barisçi gösteri yapan kadinlarin üstüne ates açtirdi, yüzlerce insani öldürttü, Rwanda usulü soykirim hazirliklarina basladi bu arada.
Batililar müdahale etmeye tirsiyor (sömürge yaftasi yüzünden) bir de tabii petrol yok kakao var onun için çok da hevesli degiller zaten. Libya'ya paldir küldür girenler sadece "yaptirim ihtimalinin ihtimalinin oylanmasi" diye bir diger bi halta yaramaz kurum olan BMde birkaç butona basiyorlar hepi topu. Bunlari rwanda zamaninda da görmüstük. BM'in genel sekreteri zaten "beni buraya kim koydu, ben kimim, burasi neresi" saskin bakisiyla aksama ne yiyecegine bile karar veremez zaten.
Neyse sonunda seçimin asil galibi beklenmedik ve basarili bir askeri operasyonla ülkenin heryerini ele geçirdi, ekonomik baskente de girdi. Kim destekliyor, silahlari kim sagliyor bunlari birgün ögrenecegiz elbet. Kaypak ordu ve polis hemen bizim piskin kelleyi yalniz birakti zaten. Piskin kellenin de nerde oldugu bilinmiyor. Sözcüleri inatla Abidjan'da diyor. Ama eger Paris'in sik semti 16.bölgede (bu bölgede bütün Afrika diktatörlerinin pahali mi pahali sik Parizyen evleri var) arkadaslarinin arasinda sampanya falan içiyorsa hiç sasirmam. Neyse Abidjan'da çatismalar devam ediyor. Kendi korkak fare gibi saklanan bu adam da halka sokaga çikin benim hükümetimi savunun diyor. Tercümesi "sizin caniniz can mi ki çikin da siz ölün" oluyor.
Bugün yarin biter diyorlar, Abidjan düser. Bu arada ¨geriye kalan 1600 yabanci ya da bir sekilde avrupa pasaportu sahibi sansli tahliye ediliyor su anda. Zamaninda biz de tahliye edilmis, güzel gözlü Madeleine'i ve digerlerini arkamizda birakmis dönüp arkamiza bakmamistik bile. Can korkusu böyle birsey...
Fildisi ne güzel bir ülkedir bilemezsiniz. uzuuuun upuzun bakir plajlari, yemyesil yagmur ormanlari, rengarenk köyleri, tatli meyveleri ile. Fildisililer nasil güzel insanlardir bilemezsiniz, gözlerinin içi güler.
Aklimda bu aralar oralari ve o insanlar var. Içiniz sismesin ama böyle napiyim bizden uzakta neler neler yasayan insanlar var.
Bu blogda Afrika'nin sadece mizahi olmasin bari. Sanirim aralarda Afrika'nin diktatörlerini de, iç savaslarini da, kitliklarini da yazmaliyim. Daralmazsiniz degil mi okursunuz onlari da?

görsel: linternaute.com

4 comments:

  1. Eyvallah, çok iyi olmuş yazı...

    ReplyDelete
  2. Bu yazının yayımlasından 8 gün sonra, Gbagbo 11 Nisan 2011'de Abidjan'da yakalandı. 30 Kasım'da da Lahey Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne sevkedildi, insanlığa karşı işlediği suçlar nedeniyle.

    Daha önce blogun bir yerinde yazdığın üzere, Kuzey Afrika dışında Afrika ilgili alanımızın çok dışında olduğundan ötürü, bu haberi de Guardian'dan falan okuduk. Bu sırada bizim medyamız ise Şahnaz Çakıralp ve sözde çakma profesör eşinin boşanma davalarıyla ilgileniyordu. Oyy benim güzel ülkem.

    ReplyDelete
  3. Litvan dedigin dogru gercekten oyyy benim ulkem baska ne desek bos. Ekonomi servisi fitch kredi kurulusu haberinde abercrombie&fitch logosu kullanan gazetelerin oldugu yerde gerisi hikaye :(

    ReplyDelete
  4. haha, logo olayını bilmiyordum. Ama zaten ülkenin yöneticileri de işlerine gelmediklerinden ötürü, Fitch'i piç addettikleri için, gazetenin ekonomi servisinin dahi Fitch'ten bir haber olmasından daha normal bir durum da yok sanki...

    ReplyDelete