12.9.14

Bir Lisan Bir Yemek

arkadaki heykel kiril alfabesini borçlu olduğumuz Saint Cyril (Constantine) bu aralar kendisini hürmetle anıyorum
Previously on extra bagaj: Pini ve D, Lviv’e taşınmışlardır. 

Havaalanında bizi almaya gelen adamı bulamadığımız zaman başımıza gelecekleri tahmin etmeliydik. Elimizde bavullarla kalakalmıştık ve elinde bizim adımızın yazılı olduğu kimse yoktu. Transferi ayarlayan kişiyi aramak, o kişinin adam orada sizi bekliyor demesi, bizim tek tek tüm tablolara bakıp kendi adımızı yine bulamamamız, yine transferi ayarlayan kişiyi aramamız, telefonda bulmamız gereken arabayı tarif etmeleri, arabanın önüne gittiğimizde ise, önünden 12 kere geçtiğimiz kişinin bizi almaya geldiğini farketmemiz… Neden? Çünkü ismimiz kiril alfabesiyle yazılmıştı ve biz okuyamamıştık.

Böyle başlayan olaylar, benim için derin bir varoluşsal probleme evrildi. “Literally” varoluşsal çünkü yemek istediğimi anlatamıyorum ve bu probleme kısa sürede çözüm bulamazsam açlıktan yokolacağım için varoluşum da sona erecek. 

Örneğin dün, pilates dersimden çıkmış, tramvay şoförü uzun bir cümle kurduğu için anlamayıp yanlış yerde inmiş, 2 km yürüyüp spor salonuna gelmiştim ki (deli böyle her şeyi aynı gün yapıyor) açlıktan pilates topunu yoga mat’ine sarıp dürüm yapmamak için mantıklı bir sebep bulamıyordum. Ve yiyecek bir şey olup olmadığını öğrenmek istediğimi anlatamadım. Öğle yemeği olarak capuccino içtim. (evet elimi ağzıma götürmek, midemi ovuşturmak, çatal bıçak taklidi yapmak… hepsini denedim)

Bir restoranda tavuk sipariş etmeyi denedim, yöntemimiz resimli mönüsü olan bir yer seçip parmaklarla resmi göstermek, ben tavuğu işaret ediyorum, garson 5 dakikalık uzun bir cümle kurup suratıma bakıyor, yok mu diyorum yine aynı cümleyi kuruyor, başka bir resim gösteriyorum yine aynı cümleyi kuruyor, böyle bir 10 dakika çabalıyoruz, ben çok açım ve artık çaresizlikten alt dudak titremeye başlıyor, tavuk sipariş etmeye çalışırken ağlamaklı olduğum için garson tavuklarla aramda özel bir bağ olduğunu düşünüyor olmalı ya da daha kısa ve mantıklısı, net deli sanıyor.

Şimdilik 2 kelime biliyorum, biri iyi günler diğeri de teşekkür ederim ama hangisi hangisiydi diye 10 dakika tereddüt ettiğim ve kimse de teşekkür etmemi 10 dakika boyunca durup beklemediği için ben olmadık birine iyi günler diyor veya teşekkür etmiş oluyorum. Sonuç = yine deli.


Eğitim şart halkımız, bir lisan bir insan ve hatta bir lisan yemek demek.