23.6.14

Kapı Önü Komşular Grubu Gururla Sunar: La Marseillaise

Hava epey sıcaktı, çok eğlendiğimiz bir öğle yemeğinden dönüyorduk ve eve girip siesta yapmamak için iyi bir neden düşünemiyorduk. Binanın kapısına geldiğimde 6.katta oturan gecç komşularımızın kapının önünde beklediğini gördük. Ana kapıyı açan anahtarınız ya da telefon numarasını bildiğiniz bir komşu var mı dediler. Hayır her ikisi de yoktu ve evet, kapının önünde kalmıştık.

Bilenler vardır, Paris binalarındaki ilk kapı, büyük kapı, pazar günleri ve akşam saat 20’den sonra kodla açılır. İşte o kapıya ne olduysa olmuş, kodu deniyoruz ama açılmıyor, tuş sesi de çıkmıyor, ekran da boş boş bize bakıyor. Yani bizden habersiz kod değişmiş olamaz, elektrik sorunu zahir.

Komşularımızın bir kısmını tanıyorum. Bir kısmını ise ömrümde hiç görmedim. Buraya taşınırken - 6 yıl önce - eve kutu kutu eşya girerken merdivenlerden inen bir kadın “aaaa bizi bırakıp gidiyor musunuz” demişti. “yoooo heniz geldik” demiştim. O komşuyu 6 yıldır hiç görmedim. Geçenlerde karşılaştık, taşınıyormuşsunuz çok üzüldüm, biz sizi çok severdik dedi. Kim olduğu konusunda hiçbir fikrim yok. Doğrusu tanıdığım komşuların da telefonlarını almak aklıma gelmemiş. Aşağıdan kapı zili çalmanın imkanı da yok, sistem öyle yapılmamış.

Üstelik pazar günü hava nefis, apartman görevlimiz mösyö Domingues pazar günleri oğlunun evine gidiyor, gece 23'ten önce dönmez. Hava böyle güzel olduğu için tüm komşular da gezmeye gitmiştir. Yani içeriden çıkıp da bize kapı açacak birilerini bulma ihtimalimiz oldukça düşük. Daha çok zaman ilerledikçe kapı önünde bekleşen kalabalık çoğalacak.

Nitekim, biz 6. kat komşularıyla, yarısı kırık bir firketeyle koca demir kapıyı açmaya çalışırken 5.kat komşularımız da geliyor. Firketenin sağlam tarafı da kırılınca kapının önünde ciğer bekleyen kedi gibi otomatın yanmasını ve birinin çıkmasını bekleyen 6 kişi oluyoruz. 3.katın camı açık taş atalım diyorlar. Bunun bize pek faydası olmaz çünkü 3.kat biziz, çıkarken camı ardına kadar açık bırakmıştık diyoruz. 

Aslında 1.katta oturan yaşlı madam ve daha da yaşlı annesi evde, az önce perdeyi açtı ama biz çok heyecanlı zıplayınca korkup sıkı sıkı kapatıp içeri kaçtı diyor gençlerden biri. Umarım kızıdır diyoruz, çünkü annesi biraz karıştırıyor. Geçenlerde kendi evi diye bizim eve geldi. İkna etmek epey vaktimizi aldı. 

Bu sefer de hepimiz gözümüzü 1.katın penceresine dikiyoruz. Beyin gücüyle perde kımıldatmayı becerebiliyor olsaydık keşke diyor 6.kat komşusu. Onların camına taş atalım diyor 5.kat komşusu. Yaşlı madamlar korkup polisi ararsa durum daha da absürdleşebilir diyor 5.kat komşusunun sevgilisi. İtfaiyeyi arayalım diyorum. Bizim pencereler açık sonuçta. 5.kat komşularından kadın olanı heyecanla benim fikrime katılıyor. İtfaiyeyi aramaya ne kadar da heveslisiniz diyor erkek olanı.  Acil durum olmadan itfaiyeyi ararsanız cezası çok büyük diyor 6.kat komşusu. Geçen yaz tatile gittiğimiz sahildeki cankurtaran bile facebook arkadaşımken komşulardan hiçbirinin facebook arkadaşım olmadığına inanamıyorum diyor 6.kat komşusu. Aaaaa senle arkadaş da niye benle değil diyor diğer 6.kat komşusu.


Gürültü yapalım diyoruz. Bağırarak şarkı söylersek birileri camdan bakabilir. Hangi şarkıyı söyleyeceğimiz konusunda anlaşamıyoruz. Kimse bir diğerinin bildiği şarkıyı bilmiyor. Farklı yaş grupları ve farklı dil gruplarından oluşan bir kapı önü gurubuyuz. Bir kaç denemeden sonra fransa milli marşında karar kılıyoruz. Hepimizin ortak bildiği tek şarkı bu. Malum dünya kupası. Allons! Enfants de la patrie diye başlıyoruz, parktaki birkaç çocuk “vive la france” diye bizle dalgalarını geçiyorlar. Dalga geçmeyin gürültüye katılın çocuğum diyoruz. 

O kakafoni 1.kattaki yaşlı madamın dikkatini çekmiş olmalı ki perdeyi uzulca aralıyor. Hepimiz ıssız adada mahsur kalmış da uçak gürültüsü duymuş kazazedeler gibi hem zıplayıp hem de elimizi kolumuzu heyecanla sallıyoruz. Heyecandan türkçe bağırıyor olabilirim, o kısımdan çok emin değilim. Yaşlı ve meraklı madam grupta beni tanıyınca “aaaa ne yapıyorsunuz siz orada öyle” diyor. Bir nevi komşularla kaynaşma toplantısı, bize katılmak istemez misiniz? 

Yaşlı madam aşağı inip, kapıyı içerden açarak hepimizi kurtarıyor. O zamana kadar 50 dakika geçmiş olduğu için biz çoktan askerlik arkadaşı kıvamına gelmişiz zaten. 6.katta oturan gençlerin deniz ürünleri restoranı varmış, pazarın sokağında, haftasonu hep beraber orada toplanacağız, kapıda kalma maceramızı ıslatmak için. İçeri girerken 5.kat komşusu "yine de itfaiyeyi çağırsaydık iyi olurdu bence" diyor.