
Batililar müdahale etmeye tirsiyor (sömürge yaftasi yüzünden) bir de tabii petrol yok kakao var onun için çok da hevesli degiller zaten. Libya'ya paldir küldür girenler sadece "yaptirim ihtimalinin ihtimalinin oylanmasi" diye bir diger bi halta yaramaz kurum olan BMde birkaç butona basiyorlar hepi topu. Bunlari rwanda zamaninda da görmüstük. BM'in genel sekreteri zaten "beni buraya kim koydu, ben kimim, burasi neresi" saskin bakisiyla aksama ne yiyecegine bile karar veremez zaten.
Neyse sonunda seçimin asil galibi beklenmedik ve basarili bir askeri operasyonla ülkenin heryerini ele geçirdi, ekonomik baskente de girdi. Kim destekliyor, silahlari kim sagliyor bunlari birgün ögrenecegiz elbet. Kaypak ordu ve polis hemen bizim piskin kelleyi yalniz birakti zaten. Piskin kellenin de nerde oldugu bilinmiyor. Sözcüleri inatla Abidjan'da diyor. Ama eger Paris'in sik semti 16.bölgede (bu bölgede bütün Afrika diktatörlerinin pahali mi pahali sik Parizyen evleri var) arkadaslarinin arasinda sampanya falan içiyorsa hiç sasirmam. Neyse Abidjan'da çatismalar devam ediyor. Kendi korkak fare gibi saklanan bu adam da halka sokaga çikin benim hükümetimi savunun diyor. Tercümesi "sizin caniniz can mi ki çikin da siz ölün" oluyor.
Bugün yarin biter diyorlar, Abidjan düser. Bu arada ¨geriye kalan 1600 yabanci ya da bir sekilde avrupa pasaportu sahibi sansli tahliye ediliyor su anda. Zamaninda biz de tahliye edilmis, güzel gözlü Madeleine'i ve digerlerini arkamizda birakmis dönüp arkamiza bakmamistik bile. Can korkusu böyle birsey...
Fildisi ne güzel bir ülkedir bilemezsiniz. uzuuuun upuzun bakir plajlari, yemyesil yagmur ormanlari, rengarenk köyleri, tatli meyveleri ile. Fildisililer nasil güzel insanlardir bilemezsiniz, gözlerinin içi güler.
Aklimda bu aralar oralari ve o insanlar var. Içiniz sismesin ama böyle napiyim bizden uzakta neler neler yasayan insanlar var.
Bu blogda Afrika'nin sadece mizahi olmasin bari. Sanirim aralarda Afrika'nin diktatörlerini de, iç savaslarini da, kitliklarini da yazmaliyim. Daralmazsiniz degil mi okursunuz onlari da?
görsel: linternaute.com
Eyvallah, çok iyi olmuş yazı...
ReplyDeleteBu yazının yayımlasından 8 gün sonra, Gbagbo 11 Nisan 2011'de Abidjan'da yakalandı. 30 Kasım'da da Lahey Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne sevkedildi, insanlığa karşı işlediği suçlar nedeniyle.
ReplyDeleteDaha önce blogun bir yerinde yazdığın üzere, Kuzey Afrika dışında Afrika ilgili alanımızın çok dışında olduğundan ötürü, bu haberi de Guardian'dan falan okuduk. Bu sırada bizim medyamız ise Şahnaz Çakıralp ve sözde çakma profesör eşinin boşanma davalarıyla ilgileniyordu. Oyy benim güzel ülkem.
Litvan dedigin dogru gercekten oyyy benim ulkem baska ne desek bos. Ekonomi servisi fitch kredi kurulusu haberinde abercrombie&fitch logosu kullanan gazetelerin oldugu yerde gerisi hikaye :(
ReplyDeletehaha, logo olayını bilmiyordum. Ama zaten ülkenin yöneticileri de işlerine gelmediklerinden ötürü, Fitch'i piç addettikleri için, gazetenin ekonomi servisinin dahi Fitch'ten bir haber olmasından daha normal bir durum da yok sanki...
ReplyDelete