"D" sahane bir surpriz yapti. Bavulunu hazirla bu haftasonu seni sürpriz bir tatile davet ediyorum, hava sicakligi da 4° olacak dedi. Biliyorum biliyorum Barcelona daha hip, daha cool, daha sicak falan filan ama ben Madridciyim. Her gidisimde daha da cok sevip geri geliyorum. Eski Avrupa sehirlerini seviyorum ben. Insanlari görmüs geçirmis oluyor. Her kösede sarhos ve bögüren Ingiliz turistler çikmiyor. Ve herkes Ingilizce konusmuyor. Ayrica neden herkes Parislililere Ingilizce konusmadiklari için kil onu da anlamiyorum. Adamlarin ülkesi neden baska dil konusmak zorunda olsunlar ki. Hem Türkiye'ye turist olarak gelmeyi denediniz mi hiç?
eski binalar çok güzel |
Her neyse sürprizin Madrid oldugunu check-in gisesinde anlayinca ne kadar sevindim bilemezsiniz. Madrid demek dar sokaklarda aylak aylak yürümek, tapas barlarda birbirinden enfes tapaslar yemek yaninda koyu kirmizi Rioja içmek ya da çok susadiysaniz garsonlarin bardagin her yerinden akitarak getirdigi bol köpükleri biralari kafaya dikmek sonra yine el ele tutusup yürümek demek..
Evet Ispanyolca konusmuyoruz ama umurumuzda mi? Kelimelerin sonuna -os, -dos koya koya anlastik bütün haftasonu yine. A plate of anchovies örnegin uno platos anchoas! E insan deneyince anlasiyor iste. Her ne kadar Madridliler çok seri ve hizli hareket etse konussa da siz barin önünde kararsizca dikildiginizde de size gayet sempatik yaklasiyorlar.
Bu defa Madrid'de dikkatimi çekenler sunlar oldu:
Kürk: Ne kadar ama ne kadar çok insan hala kürk giyiyor genç yasli farketmeden! Cok ayip ama çok...
köselerini döne döne uzun kuyruklar oluyor.
Hava da lokum gibiydi. 4° halt etmis hep günes vardi. Cuma günü havaalani kontrolörleri ani bir grevle ülkeyi birbirine katti. Ben de belki pazara kadar devam ederler de biz de mahsur kaliriz diye çok dua ettim ama Zapatero affetmedi. Hemen isinizin basina dönmezseniz yaktim çiranizi mesaji verince grev cumartesi sona erdi. Biz de kuzu kuzu Paris'e döndük.
Peki iyi güzel yedin içtin de önerilerin nedir derseniz. Sunlardir:
Hotel de Las Letras'in duvarlari siirlerle kapli |
1. Duvarlari Neruda'nin kelimeleriyle kapli otelde kalin. Hotel de Las Letras. Gran Via üzerinde 11 numara. Simdiye kadar her gittigimizde ayni otelde kaldik degistirmeye de hiç niyetimiz yok. Cok tatlilar çok. Hatta eski gelislerimizi hatirlayip kendinizi önemli hissettiriyorlar.
2. Bütün tapas barlar çok sahane çok seviyoruz ama hep gittigimiz bir tane var ki üstüne "pulpo a la gallega" yapan yok. Miniminnacik Calle Jesus sokagi üzerinde "Cerveceria Cervantes" Oyle havali cool biryer beklemeyin. Bizim sampiyon kokoreççisi kivaminda yerleri kullanilmis peçetelerle dolu (tapas barlarin böylesi makbulmüs) ama tapaslar enfes. Garsonlar da dünya tatlisi. Kimse tek kelime ingilizce konusmuyor ama çok yardimci oluyorlar. Yalniz tam karsisi minik bir kilise. Eger ayinin dagilma saatine denk geldiyseniz ayinden çikip direkt solugu bira içmekte alan yasli teyzelerden yer bulamiyorsunuz. Yine de gruplar halinde giyinmis süslenmis ayinden çikan anneannelerin birahaneye girisi görülmeye deger.
3. Yemek bitiminde garsonunuz "sempatikos" deyip size limoncelloya benzeyen sari minik birer içki getirirse -ki çok lezzetli - sakin "muy bien" demeyin yoksa garson çok seviniyor ve minik shot bardaklarinin arkasi kesilmiyor ve çok sarhos olabiliriz-siniz sonra.
5.Ispanyollar çok tatli. Bayiliyorum Ispanyollara ama 3 çocuklu Ispanyol bir aile uçakta arkaniza oturursa insanin basi agriyabiliyor.
Sevgili Pini, çok istedim Madrid e gitmeyi.. Bu yıl olmadı inşallah 2011 de olur =) Okuduğum kadarıyla da çok güzel olur.. Senden tavsiyeler de alırım hem =)
ReplyDeleteBir de D ye selam, ne güzel süpriz olmuş öyle =)