4.2.13

Kadın Kadar Taş Düşsün Kafanıza

le monde haberi bu görselle verdi.

31 Ocak’ta Paris’te çok mühim birşey oldu. Parisli kadınlar, hapse girme tehlikesi olmadan pantalon giyme haklarını yasal olarak kazandılar. Cümleyi yanlış okudum diye başa dönmenize gerek yok, doğru okudunuz, üstelik gayet de ciddiyim.

1800 yılına ait bir genelgeyle kadınların sokağa “erkek kıyafetleri” (yani pantalon) giyerek çıkmaları yasaklanmıştı. Yasağa karşı gelen bütün kadınlar polis merkezine götürülecekti, gerekirse tutuklanacaklardı. Gazetecilik gibi bir mesleğiniz varsa, mesleki şartlar nedeniyle pantalon giymenize göz yumulabilirdi. Ama bunun dışında ilerleyen tarihlerde feministlerce defalarca verilen dilekçeler kabul görmemişti.

2012 yılı mayıs ayında kadın hakları bakanlığı konuya el koyana kadar! Kadın hakları bakanının konuyu gündeme getirmesiyle, 31 Ocakta eski kararın kaldırıldığı yani kadınların artık yasal olarak pantalon giyebilecekleri resmi gazetede yayınlandı. Yıllardır ben de dahil bir sürü kadın kanundışı geziyormuşuz yani sokaklarda. Hayatımda hiç bu kadar asi ve anarşik hissetmemiştim.

Konunun saçmalığına mı gülelim, yoksa kadın hakları bakanlığının arkeolojik kanunları kendine görev edinmesine mi şaşıralım. Türkiye’de kadın haklarını iyileştireceğine gerileten kürtaj vb gibi tartışmalarla Fransa’nın tartışma gündemini karşılaştırıp sinirimizi mi bozalım? Seçeneklerden seçenek beğenin.

Fransa’da kadın hakları konusunda tüm sorunlar bitti mi, kadın-erkek maaş eşitliği, iş fırsatı eşitliği konusu tamamen halledildi mi, kadına karşı şiddet konusunda büyük gelişmeler kaydedildi mi? Tabii ki hayır. 

Özellikle kadına şiddet konusu maalesef evrensel bir konu ve Fransa’da da kadınlar tacize, tecavüze uğruyor, öldürülüyor, dövülüyor. Ama Fransa’da tecavüz edilen, öldürülen kadının ardından medya, - İstanbul'da öldürülen Amerikalı turistin ardından yaptıkları gibi -“vay efendim kocasından ayrı yurtdışı seyahatinde ne işi vardı, zaten kurye miydi ajan mıydı kafalarda şüphe uyandırdı, evli barklı kadın yalnız başına fotoğraf çekmeye ne diye buraya geldi, zaten çektiği fotoğraf da ortada yoktu” vs gibi erkek saldırganlığıyla rezil haberler yapamıyor. Buralarda yaptırmazlar. Şuursuzca yapan olursa da haberlerin altına aynı ilkel kafada yorum bırakan okuyucu bulunmaz. 

Fransa’da küçük çocuklara tecavüz edenler, “rızası olduğu gerekçesiyle” serbest bırakılmıyor. Tahrik cezada indirim sebebi olmuyor. Namus cinayeti işlenmiyor. Tecavüzcülerin ardından “ne kadar da iyi yazardı haksızlığa uğradı” diye yazılar yazılmıyor. 

Yani diyeceğim o ki; hay kadın kadar taş düşsün kafanıza

No comments:

Post a Comment