4.7.12

Ben Istanbuldayken...


Her geldiğimde İstanbul'u nasıl buldun değişmiş mi diyorsunuz ya anlatayım İstanbul'u şöyle buldum üstelik 1 okuyana 1 bedava, Alaçatı izlenimlerim de cabası...

- siz sormadan ben hemen yazayım, evet malum konsere gittim, malum memişi gördüm. Fakat herkes bu konseri ne zamandır görmediği bütün tanıdıklarıyla sosyalleşme platformu olarak kullandı, bense bütün İstanbul orada olmasına rağmen göre göre kankamın patronunu ve 15 yıldır görmediğim bir arkadaşımın eski kocasını gördüm. (fil hafızasından çekenler derneği)
- Şahane stad yapmışız ama her zaman olduğu gibi yol yapmayı unutmuşuz. Sanki uzaylılar geldi stadı oraya bıraktı gitti. Konserden sonra tüm İstanbul halkı tem'de seyrana çıkmış gibi otoyoldan yürümek suretiyle evlerine dağıldı.
- istanbul ekvatora doğru kayıyor, bu tropik iklimin başka açıklaması olamaz
- sabiha gökçen'i izmir il sınırına koysalar istanbullular için daha yakın olabilirdi
- malum barda herkes kapı önünde dikilir ve içerisi bomboş dururken rezervasyonunuz var mıydı diye sormaları evrenin bir sırrı bence. Öööö pardon tam olarak ne için rezervasyon yaptırıyoruz? Bir renkli kokteyl ve kaldırımda 2 kişinin durabileceği genişlikte bir rezervasyon lütfen
- değişmeyen tekşey taksicilerin istanbul'un efendisiyim halleri
- bence herkes arabasını olduğu yere bıraksın ve arabaların üzerinden yürüyerek işe gidelim, daha kısa sürebilir yol
- makul ucretli helikopter taksi işine yatırım yapan köşeyi döner benden söylemesi
- bütün bu yüksek binalarda kim oturacak çok merak ediyorum. Bizden habersiz Çin'le bir anlaşma yaptılar nüfus mübadelesi falan mı olacak? Biz Çin'e çinliler de istanbul'a mı yerleşecek? O kadar apartmanı doldursa doldursa Çin nüfusu doldurur çünkü
- boğazın boydan boya plaja dönmesi durumu hala aynı ama donla yüzme modası bitmiş, ne de olsa tekstil ülkesiyiz herkes birer mayo edinmiş
- yine de homur homur söylenirken birden yunus sürüleri geçiyor ya boğazdan gözünüzün önünden işte o zaman herşeyi unutuyor insan, bir de simit yerken bir de bir de raki icerken

Ben İstanbul ziyaretlerimde genelde koala gibi anneme babama yapışmayı tercih ederim, imkanı yok beni söküp alamazsınız. Ama bu defa Berki bey illa Alaçatı'ya gidelim diye tutturdu. Aynı zamanlarda karayolları müdürü de şehri terkedin deyince, kovulduğumuz yerde kalmayız diye toparlandık çıktık. Peki Berki bey kendi organize ettiği tatile geldi mi? Hayır. Tuzak mı kurmuştur, bizden kurtulmak için plan mı yapmıştır nedir.
Gelgelelim tropik bir ilimiz olan İstanbul'da foldur foldur göğsümüze vuran klima beni çarpmasın mı? Alaçatı'ya vardık ama D malum türkçe konuşamıyor benden de ses çıkmıyor. Restoranlarda sipariş vereceğiz, garsonun kulağına eğilip verebiliyorum siparişi. Bir nevi kulaktan kulağa, senin verdiğin levrek mutfağa gidene kadar kokoreç olabiliyor ama. Benden başka herkes Alaçatı'nın fahri yerlisi olmuştur şimdiye ya, yine de gözlemlerimi kendime saklayacak değilim, saklayacak olsam niye blog yazayım

- ben yokken herkes belinin yanına yazılı dövme yaptıracak diye kanun hükmünde kararname çıkmış olmalı. Sahile kitap götürmenize gerek yok, gelen geçenin belinde yazılı özlü sözler bayağı idare ediyor.
- deniz kenarında dalga sesiyle uyurum dinlenirim falan yalan, beyninizde tekno zonkluyor (bkz kitap okuyamamak için bir başka neden)
- her ne kadar Türkiye'de gazetelerden alınabilecek en optimal kullanım çekirdek külahı olsa da ister istemez gözünüze giriyor bazı haberler. Malum selülit haberinden kaçamadım tabii. Fakat bütün adamların göbekler boş pazar filesi gibi dizlerinin üstüne inmişken onun bunun selülitine laf etmeleri de şapka çıkarılacak bir şuursuzluk hali.
- bütün herşeyi karıştırıp içmek şart mı? Çilekli limonata ne saçma birşey örneğin
- sokakların hepsine itinayla numara konulması ama köy sakinlerinin sokak numaralarını tanımayıp kahvede okey çeviren yaşlı amcaların ingilizce otel isimlerini ezbere bilmeleri de ilginç
- İzmir'in yolları ne biçim yol? Kaybol kaybol perişan olduk
- konu yola gelmişken, Çeşme'nin yol tabelası sistemine de saygılar, o kadar uzun süre gitmek istediğimiz yerin aksinde gitmişiz ki neredeyse Yunanistan'dan çıkacaktık
- cillop gibi 1 cadde yapıp arka yollara çöp atmak da bize mahsus bir tatil beldesi klasiği. D naifçe herhalde zamanla buraları gelişecek dedi, bu gelişmiş bitmiş hali halbuki
- bak yazarken bile kötü oluyorum sırt cılk yara olana kadar kızarmak memlekette hala moda sanırım, batının bir sürü şeyini alırken cilt kanseri bilinçliliğine yer kalmamış olmalı
- dünyanın en saçma gps'ini araba kiralama şirketi bize vermiş olmalı. Gps sadece 300 mt diyor. 300 mt sonra ne? Bilmiyoruz. Otoyolda giderken giderken de robotik ses " güzergah dışı" diyor. Çok işimize yaradı gerçekten
Ama guzel ya valla tatil guzel sey, gidin yani siz, bana bakmayin

2 comments: