7.5.12

Piemonte, Barolo, Erkekler ve Haritalar


Fransa'da Sarkozy'nin ve Hollande'ın yüzlerini kendi yüzümüzden çok görür olduk. Türkiye'de de çocuklar bozuk çıktı. Yeni nesil zaten çok bozdu. Biz böyle miydik? Yerli malı haftalarında yedik radyasyonlu fındıkları yine de cillop gibi okula gitmeye devam ettik. Her 3 kişiden 5'i tiroid hastası gerçi o başka. Bir de karanlıkta yeşil yeşil parlıyor olabiliriz. Neyse yani gündemlerden daraldık, bir küçük kaçalım dedik, Gugs(gorumcem olur ya da eltim emin degilim aile ici unvanlari hep karistiririmo) ve Clo(Gugs'un kocası)nun da aklını çeldik, kendimizi İtalya'ya attık. Pietmonte'deydik uzun bir haftasonu tatili için.

Piemonte meşhur barolo şaraplarının memleketi. Barolo italyan şaraplarının kralı. The king. Hakikaten kral şarap. İtalya şu an dünyanın en büyük şarap ihracatçısı. Fransa'yı sollayıp geçmiş. Kendim için yapıyorsam namerdim, sizin için şarapların kralını denedim. 

Piemonte çok güzel bir bölge, şarap bağları, dağ köyleri resim gibi. Şu an yoğun sezon olması lazım ama bomboştu. Hatta adım başı isviçrelilerdrn başka hiç turist yoktu. Gruezi diye diye gezmekten bir hal olduk. Krizden çok etkilenmiş bölge. İsviçrelilerdrn başka avrupa'da kimsede gezecek para kalmadı dedi kaldığımız otelin yöneticisi.

Tabii ki sadece yiyip içmedik (ama bayağı yedik şimdi sizden saklayacak değilim). Alba'nın meşhur pazarını gezdik. Bütün şehri kaplıyor pazar. Alacak birşey bulamadım gerçi. Yine de pazar kapanınca 1230-15 arası piazza'larda cafelerde aperitivo ve beyaz şarap eşliğinde uzun öğle yemekleri yiyen italyanlara katıldık, yüzümüzü güneşe döndük, ayaklarımızı uzattık. La Morra'nin arnavut kaldirimli dar sokaklarini kesfettik, tabii ki zeytinyagi alisverisi yaptik ve sarap.

Ertesi gün şarap bağlarında yürüyüş tavsiye etti yerel enoteca'nın sahibi. Çok kolay bir parkur çok keyifli dedi. Güneyli güneylinin halinden anlar ben yemedim tabii. Dedim de bizim gruba "bakın bu adam annesinin karnından elinde şarap şişesiyle çıkmış, kesin yolun yarısından sonrasını hatırlamıyor, kafa güzel ya ona bütün yollar güzel" diye. Yok kuzeyliler illa herkese inanacak. 

Bir de tabii eline uyduruk turist haritası alan erkeğe bir özgüven geliyor ki sanırsın Christophe Colombe. Avcı ve toplayıcı ya sanki mağaradan çıktı dinazor filetoyla geri dönecek. Halbuki rakım 1500 bir dağ köyünden bayır aşağı yürüyorsun belli ki o yolları bir şekilde geri yokuş yukarı yürüyeceksin köye geri dönmek üzere. Tabii ki aynen böyle gelişti yürüyüş. Bizim Clo diplomalı şarap uzmanı üzüm tipi, toprağın muhteviyatı vay efendım budama şekilleri diye şen şakrak başlayan yürüyüş önce devrilmiş kütüklerin altından geçip, köpekler tarafından kovalanıp, çamur akan derelerin üstünden atlayıp Lost'un film versiyonuna döndü sonra güneş altında susuz 2 saat diz boyu çalıları yararak yürüdükten sonra dimdik bayırın dibinde kendimizi bulup da yukarı köye bakınca "blair witch project"e döndü (hikayedeki witch'i bulunuz). Bizim avcı ve toplayıcılara hayat dersi olmuştur bu diyeceğim ama biliyorum ki bir sonraki tatile kadar içlerindeki yavru kurt geçmiş tecrübeleri unutacak yine.

Bu kendimizi dağa taşa vurma seansı ardından sadece bölgenin değil tüm italya'nın iyi restoranlarından sayılan Bovio'da rezervasyonumuz vardı. Pazar günü kocaman kocaman aileler restoranları dolduruyor. Çocuklar dahil herkes takım elbiseli, pek şık. Anneanne, babaanne, dedeler, çocuklar, torunlar, kuzenler, kuzenlerin çocuklari, 50'şer kişilik masalar neredeyse. Bireyselken bile desibel sınırlarını zorlayabilen italyanları bir de böyle kollektif düşünün. Çok hoş manzara, insan çok imreniyor bir 15 dakika kadar, sonra kendi sesini duyamaz oluyorsun. Bu bölgenin etleri meşhur, barolo şarap soslu süt danası, yemelere doyulmaz.
Neyse yani Piemonte'ye gidin, La morra'da kalın, Alba'yı ve Asti'yi gezin, üzüm bağlarında romantik yürüyüş tuzağına düşmeyin, italyan kadınlar pek şık yanınızda topuklu ayakkabı getirin, belki bir de kulak tikaci!!!












3 comments:

  1. "eline uyduruk turist haritası alan erkeğe bir özgüven geliyor" hahaha cok dogru soylemissin :)))
    bende hep bu durumu gozlemliyorum kocakisisinde, ama yolun sonunda kaybolmamizla beraber harita yine bana geciyor :D

    ReplyDelete
  2. bu arada cok eglenceli bir gezi yazisi olmus, sarap tadim kismini kiskandim valla, soylemeyi unutmusum :)

    ReplyDelete
  3. A-H bu kacinci kaybolma bir bilsen :) erkeklerin hatalardan ders alma çipi yanlış programlanmış bence :)

    ReplyDelete