24.5.12

Tiyatro Sahane Birseydir

Afrika'da herşey vardı, tiyatro yoktu. Şahane dans gösterileri, konserler izledik, İsmail Lo'nun insanın içine dokunan sesini canlı dinledik, ama tiyatronun yeri ayrı.


Paris'e gelince yılların ruh açlığıyla bir saldırdık ki, biletleri her zaman aldığımız gişedeki kadınla ismen tanışır olduk.

Paris yaşasın varolsun tiyatro yönünden çok zengin. Neredeyse her 3 binadan birinde bir tiyatro sahnesi var. Çok debdebeli salonlar da var tabii gir içlerine tarihi eser diye gez. Ama bir de apartmanın giriş katını almışlar bir daireyi sahne yapmışlar gibi cep tiyatroları da bol.


Bir keresinde -ki gördüğümüz en küçük salon buydu- oyun başlamadan yarım saat önce tiyatronun önüne gittik, kapı duvar, kimseler de yok, yanlış mı geldik acaba derken bir zil gördük çaldık, kapıyı kostümleriyle bir oyuncu açtı, o kapı tam sahneye açılıyormuş meğer ve içeride bizden bir önceki oyun devam ediyormuş. Sonra içeri girince gördük ki toplam 2 sıra koltuk, en önde oturunca bacağını biraz uzatsan oyuncuların takılıp düşme riski var. Oyun nefisti o ayrı. 


Paris'te sinema salonları da böyle küçük, İstanbul'daki gibi dev AVM'ler ve onların içindeki dev movieplexler yok. Dolayısıyla oyun, film başlayana kadar herkes sokakta kuyruk olup bekliyor. Parisliler pek çok konuda aksi ve homurtulu olabilir ama yaz kış sokakta sinema, tiyatro kuyruğu bekleme konusundan hiç rahatsız durmuyorlar.

Geçen haftasonu da D'nin annesi bizdeydi, en sevdiğimiz şey olduğu için onu da alıp tiyatroya gittik. Ben aylardır bilet ve tarih kovalıyordum zaten. John Malkovich "Dangerous Liaisons"u (filmi Turkiye'de tehlikeli iliskiler adiyla oynamisti) sahneye koydu. Tabii aslinda orijinali 1782'de yazılmış bir Fransız roman. Les Liaisons Dangereuses.  Cok versiyonu filme cekildi ama en bilineni Glenn Close, John Malkovich, Uma Thurman, Michelle Pfeiffer'in oynadigi (1988 ). 


Oyunun, kurgunun, oyunculuğun şahaneliğini nasıl yapsam da anlatsam bilmiyorum. Malkovich bütün oyuncuları az tecrübeli gençlerden seçmiş, 18. yy Fransız aristokrasisinin edepsizliğini anlatırken hem kostümleri modernize etmiş hem de tabii çağımızın iletişim metodlarını kullanmış, Kont Valmont, Markiz Merteuil'e ipad ile mektup yazıyor, Madame de Volanges'in İphone ile resmini çekiyor vs vs. O az tecrubeli genc oyuncular nasil bir sevkle, zevkle oynuyor ben size nasil anlatsam ki? Neredeyse 3 saatlik oyun ama ne olur bitmesin ne olur bitmesin diye diye seyrediyorsun. 

Demem o ki tiyatro şahane birşey. Tiyatrolarımıza dokunulmasın.

No comments:

Post a Comment