12.12.11

Futboldan Anlamam ama bu hakkinda yazmayacagim demek degildir

görsel davidajao.com
Evin önünden ne zaman korna çala çala arabalar geçse biliyoruz ki gündüzse bir Türk düğünü vardır, akşamsa da Cezayir bir maç kazanmıştır. Bu aralar twitter'da hep futbol konuşuluyor da oradan aklıma geldi. Bizim futbolla ilgimiz zuzaylıdan hallice. Ben yine de D'den daha bilgiliyim. Mecburen çünkü çocukluğumun pazar günleri arabada anneannemle dedeme giderken babamın radyodan dinlediği maçlarla geçti, bir de evde maç seyrediyorsa TV'nin önünden eğilerek geçerdik.

D kaç kişi oynuyor, kaç dakika sürüyor diyecek kadar (b)ilgisiz. Fakat ne zaman Türkiye'de birine İsviçreli olduğunu söylese "hohohaooo Neuchatel'e (Nöşatel) 5 bastık hohohohaaa" tepkisiyle karşılaşır.  Bundan 20 yıl önce oynanan bir maçın sonucu futboldan hiç anlamayan birisi için anlamsız bir detay haliyle.  Bir de yani bu tepki hiç mi şaşmaz kardeşim neden böğürmek zorundayız biri bunu bana açıklasa keşke. Yani bu mantıkla Viyana'ya falan da seyahat ederken hahahoooohooo nasıl kuşattık ama diye halay çekmemiz lazım gümrük kontrolünde. Neyse bizim milli maçlar ve erovizyon saplantımızı zamanla D de öğrendi tabii, onun için artık Nöşatel'e 5 bastık höööheeeehöö böğürmesine eskisi gibi ürkerek tepki vermiyor. İlk zamanlarda ne olduğunu anlamadığı için konsolosluğa sığınası geliyordu. İsviçreliler (nedense)! böyle gürültülü tepkilere bizim gibi alışık değil, şaka olsun diye birbirinin üzerine araba sürenleri göre göre yaşayıp gitmedikleri için böyle böğürmeli tepkilerde savaş falan çıktı sanabiliyorlar.

Bizim futbol muhabbetimiz kazara bir Türkiye-İsviçre milli maçı falan varsa ve de o maç bir expat grup ile seyredilecekse bizden beklenildiği üzere birer bayrak edinip yalandan iddialaşmak üstüne kurulu kısır bir muhabbet. Expatliğin olmazsa olmazı uluslararası spor karşılaşmalarında toplanıp yiyip içmek ülke tutmak zira.

Fekat futbol Afrika'da kolay kolay görmezden gelebileceğimiz bir konu değildi. Gelişmemiş toplumların afyonu olarak futbol Afrika'nın her ülkesindeki eve radyoyla, TV'yle girmese futbolcuların anneleri ve spor arabalarıyla çekilmiş resimlerinin olduğu takvimlerle giriyor.
Ülkenin yarısının akşama yiyecek ekmeği yok ama İngiltere'de top oynayıp parayı götüren adamın massaratisiyle poz verdiği takvimi para verip, alıp, evine asıp gurur duyuyor. Hadi arabayı bir parça anladık diyelim Amerikan klip kültürü, başarının sembolü olarak bling bling falan falan ama resimde anneleri niye var? Analar ne evlatlar doğuruyor temalı bir çalışma olsa gerek. Allah beni nasıl biliyorsa öyle yapsın o takvimi alıp saklamadığım için.

Gana'dayken 2008 Afrika futbol şampiyonasına denk geldik. Üstelik şampiyonaya Gana evsahipliği yaptı. Tüm yıl futboldan başka şey konuşmadık. Vida bile her maçtan sonra gelip futbolcuların performansını değerlendiriyordu. Heryerde Gana bayrakları satılıyordu. Daha önce bahsettiğim yaratıcı sokak satıcıları sky is the limit mottosunu benimseyerek kendinden geçmiş ve coşmuştu. Gana bayraklı tuvalet kağıtları bile satılıyordu ki bu aslında rakip ülkelerin komplosu olabilir kanımca. Afrika'nın 4 bir yanından seyirci gelmişti ve insanlar sokaklarda uyuyordu. Bir dedikoduya göre Nijaryalı petrol zenginleri 2 haftalık ev kiralamak için 50 bin dolara kadar ödüyordu. Ben öyle bir Nijeryalı bulup bizim evi kiralamayı çok istedim şimdi doğruya doğru. D razı gelmedi evimizi hor kullanırlar diye. 2 haftada 50 bin dolar diyoruz yemişim evimizi, yenisini alırız.

Bu fotbol mania döneminde nasıl olduğunu bilmiyorum ama bizim şoför İsaac'e futbolla çok ilgili olduğum imajını vermiş olmalıyım, hala her Gana maçında beni sms lerle dakika dakika bilgilendirir.

Bu şampiyona sırasında bir Gana-Nijerya maçı yapıldı ki evlere şenlik! Daha önce söylemiştim batı Afrika'da voodoo ve witchcraft hala vardır ve de yaygındır. Hatta modern zaman savaşlarında savaşçıların juju man'lerin yaptığı iksirden içerlerse görünmez ve yenilmez olacaklarına inandıkları için mermilerin önüne koşarak atıldıkları bilinir. İşte futbolda da herşey mübah, büyü hayli hayli mübah. Karşılıklı tribünlerde Ganalı ve Nijeryalı büyücüler durmadan büyü yapıp duruyorlardı. Sahada futbolcular koşuyor tribünlerde büyücüler karşılıklı çeşitli irilikte hayvan kesip doğruyor, tüyler falan havalarda uçuşuyor, kalabalık kendinden geçmiş toplu trans, ortalık kan gölü. Maçın sonucunu valla hatırlamıyorum ama o futbolculara üstün konsantrasyon ödülü verilmeliydi. Bir de mantıken 2 büyü birbirini götürür sanki ama büyücülerden iyi bilecek halim yok tabii adamların işi sonuçta.

Futbol sevmem, tartisilan ortamdan da kaçarak uzaklasirim falan ama sırf sosyal nedenlerle izleyenleri izlemeyi severim. Olur da ahir ömrünüzde denk gelirseniz bir Afrika kupasını kaçırmayın daha renkli birşey göremezsiniz.

2 comments:

  1. Sanırım 2010 Dünya Kupası'nın ardından tüm dünyada Afrika ve futbol denince kesinlikle akla VUVUZELA geliyor. Varsa bununla ilgili de anıların duymak isteriz.

    Öte yandan büyü olayına gelirsek. Aslında ülkemiz de dahil olmak üzere kara kıtanın dışındaki futbolda da oldukça yaygın büyü olayı. Bir zamanlar Fenerbahçe suçlanmıştı, stada büyü yaptırmakla. Öte yandan, Dünya futbol tarihine en büyülü iki maçı ise; 2002 Dünya Kupası açılış maçı olan Senegal&Fransa,ve yine bir 2002 Dünya Kupası maçı Meksika&İtalya.

    Meksika, İtalya karşısında 1-0 önde iken sahaya Trapattoni tarafından dökülen okunmuş suyun ardından -ki boru değil Papa okumuştur suyu-, Del Piero'nun beraberlik golünü atması...

    ReplyDelete
  2. Sorma Litvan vuvuzela dönemini kacirdim coktan parise tasinmistim, ne yazik ki ben de herkes gibi tv'de sinirimi bozan ses olarak hatirliyorum onu :)

    ReplyDelete